8 Aralık 2011 Perşembe

Bir koltuğa 5 karpuz sığdıran kadın; YEŞİM MUTLU



Yeşim Mutlu profesyonel olarak doğum fotoğrafçılığı yapıyor. Aynı zamanda, biri profesyonel işlerini yansıttığı, diğeri de yazma dürtüsü ile kendini ifade etmek için kurduğu iki tane internet sitesi var. Üç kız çocuk annesi olduğunu da eklersem bir alkışı hak ediyor değil mi? Sosyal medyada uzun zamandır takip ediyorum; ne Twitter’dan ne Friendfeed’den ne de diğer sosyal ağlardan geri kalmıyor Yeşim. Bu kadar işe güce ve bir de sosyal medyaya nasıl vakit ayırıyor çok merak ettim doğrusu. Hikayesini dinlemek istedim o da sağolsun beni kırmadı. Tüm sorulara çokkk içten cevaplar verdiJ


Çok hareketli ve renkli bir siteniz var. Tweetleriniz de öyle. Sanki enerji patlaması yaşıyor gibisiniz. Öyle mi?
J ha ha… Keşke öyle olsa. Hayatı dolu dolu yaşamak benimkisi sadece. Biliyorsunuz üç kız annesiyim. Hayatım 17 yaş, 4,5 yaş ve 1,5 yaş kızlarla inanılmaz farklı zamanlar geçiyor. Bunun dışında bildiğiniz gibi fotoğrafçıyım. Gece gündüz demeden çekimlerim oluyor. Eh bir de işin koca kısmı var. Hepsine yetmeye çalışırken sanırım ortaya ilginç bir enerji çıkıyor. Sitem, bloğum, tweetlerim benim olduğum gibi yansımam sadece. Orada hissetmediğim hiçbir an-ı-a yer yok.
 
Ne zaman ve hangi düşüncelerle kurdunuz siteyi?
http://www.yesimmutlu.com kendimi en hazır zamanda tamam artık ben bu işi profesyonel yapabilirim dediğim zamanda yani 2007 yılında hayata geçti. Ondan önce blogum vardı J http://www.yesimmutlu.com/ysmblog ise uzun yıllardır ayakta. Zaman zaman geçirilen olumsuz tecrübeler nedeniyle 2009’dan bu yana ayakta…
Her iki sitede de amacım kendimi anlatabilmekti. Yesimmutlu.com tamamen çekimlerimi ve profesyonel dünyamı yansıtır yani benim kurumsal yanım. Blogum ise yazma duygumun fotoğrafla buluşmuş hali. Hatta yıllar önce öyle bir hale geldim ki ben yazı mı yazacaktım fotoğraf mı çekecektim. Çünkü yazdığım deneme ve hikâyelerdeki kareleri çekmek için başladım ben fotoğrafa. Ama çektim mi hayır. Hala hayal ettiğim hiçbir çekimi yapamadım. Bir gün ben de kurgu çekeceğim inşallah. Çünkü şu an sadece hayatın içinden yaşayan anları fotoğraflıyorum.


Kendinizi blogger olarak mı tanımlıyorsunuz yoksa para kazanmak üzere kurulmuş bir site sahibi olarak mı?
Sorular harika… ha ha J Kesinlikle blogger. Ben zaten fotoğraftan para kazanan bir fotoğrafçıyım. Blogumu açarken bu işten para kazanayım diye bakış açım hiç olmadı. Zaten yıllarca marka ile haşır neşir bir kadın olduğum için en sevdiğim işi yapmak için hayatımı değiştirmiştim. Bu sebeple para kazanmak için kurduğum asla söylenemez.
Son bir yıldır da epey firma benimle işbirliği yapmak istedi. Uzak durdum inanmadığım ürünlere vb yer vermeyeceğim dedim ama bazen o kadar da güzel olaylar oluyor ki uzak kalmak imkânsız. Doğru kişilerle güzel çalışmalar neden olmasın.

Sosyal medya ile aranız nasıl? Sosyal medyanın gücüne inanıyor musunuz?
Sanırım sosyal-aktifim ben. Sosyal medyayı çok seviyorum ve hayatında twitter, blog, friendfeed etc duymamış insanlara rastlayınca gözlerim dört açılıyor. Nasıl yani diyorum. Sosyal medya bağımlısı olduğum söylenebilir. Telefonumda sosyal app epey dolu. Tüm mecralarda da yesimmutlu olarak siz de ne kadar sosyal medyacı olduğumu görebilirsiniz J ha ha
Sosyal medyanın gücüne inanıyorum. Çözemediğim, birçok kişiye anlatıp sonuca ulaşmayan çok örneğim var benim. Bloğumla, twitter aracılığı ile birçok konuyu çözdük. Öyle ki arkadaşlarım bile YSM bloğunda yazayım benim için bir tweet atsana der hale geldi. Gerçekten ya seviliyorum ya da denk geliyor birçok stresi sosyal medya aracılığı ile çözdüm. Çok basit bir örnek vereyim. Şu günler de insülin direnci ile uğraşıyorum. Ve canım acayip dondurma istiyor ama yiyemiyorum. Tam 3 ay olacak 19 Aralıkta bu direnç ile dansımız. Twitter’da bir tweet attım dondurma yemek çok istiyorum. Daha tweetime mentionlar gelmeye başlamadan bir mail ve free bir kupon düştü mailime. YSM Hanım, sizi misafir etmek isteriz. Ücretsiz dondurmanız bizden… Ben o dondurmayı hala yemedim… Sizce bu güç mü?

Bu gücü nerelerde ve ne için kullanıyorsunuz?
Sosyal medya gücü varsa eğer –ki olduğuna çok inanıyorum- her türlü sosyal sorumluluk projelerine destek için kullanıyorum. Ve dernek vb hesabına ödeme yapılırsa marka adına tweet de atıyorum.
Arkadaşlarımı desteklemek için, stresli bir durumum varsa bloğuma yazıyorum. Tweet atıyorum email gönderiyorum. Ben bütün iletişim yollarını entegre olarak kullanıyorum.
Geçtiğimiz günlerde yine bir olay yaşadım Foto Atlas ile ilgili. Benim blogumdan bir yazı bir fotoğrafçı tarafından alınarak kendi yazısı gibi kullanılmıştı. Ben durumu bloğuma yazdım, Fotoatlas yetkililerine  email gönderdim. Twitter’da paylaştığım için takipçilerim önce bu fotoğrafçı kızın nerede yaşadığını, facebook sayfasını etc buldu. Foto Atlas yetkilileri arayarak sosyal medyada kendileri için söylenen ve yazılan kelimelerden ne kadar rahatsız olduğunu anlatarak durumu değiştirebilmem için bloğumda ve twitterda son durumu yazmamı istediler. Avukatım daha ihtarnameyi göndermeden stresi çözmüştük. Bu ayki Foto Atlas’ta özür metnini görebilirsiniz. İşte bu sosyal medyanın gücü…

Sosyal medyada ve sitede zaman geçirmek sizi asosyalliğe doğru itiyor mu?
Ha ha, ben ve asosyallik mümkün değil. Bana zaman yetmiyor. O kadar planlı ve yoğun yaşıyorum ki.. Sadece görüşemediğim arkadaşlarım şikâyetçi. Sosyal medya aracılığı ile takip ettikleri için onunla buluştun benimle buluşmadın vb stresler oluyor sadece. Ama her zaman yetişemiyorum. Çünkü herkesi çok seviyorum ve zaman ayırmak istiyorum.

Blogger arkadaşlarınız var mı? Son zamanlarda bloggerlar arasında bir çekişme görüyorum. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Blogger arkadaşlarım olmaz mı? Hele oturduğum köyde(Göktürk) inanılmaz blogger var. Neredeyse haftanın iki üç günü bir arada oluyoruz. Aynı organizasyonlara katılıyoruz. Bazen davet edilmediğim etkinliklerden bile onlar sayesinde haberim oluyor ya da ben gidiyorsam onlar öğreniyor. Aramızda çekişme yok. Benim zaten kimse ile çekişmem söz konusu olamaz.
Belki biliyorsunuz BloggerAnne ve BloggerBaba buluşmaları organize etmeye başladım. Bir çok blogger ile bir araya geliyoruz. Hepsini çok seviyorum yine diğer bloggerlar dostlarım da öyle… Ama bu yönde epey gözlemlerim oluyor. Rekabet duyguları çok fazla, herkes kendini süper blogger ilan ediyor. Ama önemli olan kaç okunduğun ya da hit sayın değil bana göre etkin ne kadar. Asıl önemli olan bu . Kaç kişi seni dinliyor.
Yine bloggerlarda herkesin yolu farklı. Benzerlikler olabilir ama ben birebir kopyacılık vb inanmıyorum. Çünkü yukarıdaki (Allah) benim karşıma gerçekten çıkarıyor. Çok şanslıyım sanırım.


Sitenize günde ortalama kaç saat ayırıyorsunuz?
Çok kazık soru bu. Bana kalsa sürekli zaman ayırmak isterim. Ama max.2-3 saatim geçiyor. Hele çekim yapmışsam yayınlamak istediğim unutmadan yazayım dediğim hikâyem varsa süre biraz değişiyor. Ama her gün yazıyorum. Web sitemi yeniledim ama bu haline kıyamadığım için yeni versiyonunu açamıyorum. Açsam o da bir saat alır benden…

Sitenizle ilgili bir hayaliniz var mı?
Hayalsiz insan olur mu? Lady Gaga bloğumu görsün; “ay YSM beni de fotoğraflasın YSM pozu verelim” desin istiyorum.

Sitenin dışına çıkalım biraz da… Hayat nasıl gidiyor?
Hayata siz nasıl bakarsanız hayat öyle gider… En zor anımda bile çok güzel olacak bakış açım yıllardır değişmedi. Şu an hayal bile edemediğim anları yaşıyorum. 40 yaşındayım, çok sevdiğim bir eşim, üç kızım, bayıla bayıla koşarak yaptığım bir işim ve yazarken kendimden geçtiğim bir sitem var. Sağlığım da yerinde. Biraz da kilo verip direncimi yenince daha ne olsun.

Hayalci misiniz, realist mi?
Hayalciyim kesinlikle… Hayal defterim var benim. Yapmak istediklerimi, hayal ettiklerimi, rüyalarımı vb yazarım. Bir gün hayaller gerçek olur derler ya gerçekten hayaller gerçek oluyor. Realist olsam yok yok bana göre hiç değil. Her zaman hayal…

Dünyanın sonunun geldiği rivayetleri havada uçuşuyor. Böyle kehanetlere inanır mısınız?
Kehanetler ciddi çalışmalara dayanır. Ve birçok kehanetin farklı şekilde gerçekleştiği astrologlarca söylenir. Dünyanın sonu geldiği düşüncesine inanmıyorum. Astroloji ile ilgiliyim. İyi bir astrologdan danışmanlık hizmeti alıyorum. Kendisi ile çalışmaya başladıktan sonra hayatımda o kadar güzel olaylar oldu ki.. yaşamak güzel..  

       Yaşam enerjinizi ve ilhamınızı nerelerden alıyorsunuz?
Hayatın her anı mucize. Yaşadığım doğum çekimleri, bebeğin doğması mucize. Birbirini seven insanları görmek mucize. Kızlarım mucize, eşim mucize. Ben mucizeyim. Ben bu röportajdan bile ilham alıyorum ve bu bana enerji veriyor. İnanıyorum ki şükretmek ve hayata sımsıkı sarılmak için çok sebep var.

Hayatta yapmam diyeceğiniz şey nedir?
Hayatta yapmam diyerek büyük söz söyleme derler. Ben zamanında söylemiştim ve birebir yaşadım. Şimdi hayatta yapmam vb hiç kullanmam, demem. Gerçekten bu sözün anlamı büyük…

Sizi en çok ne üzer, en çok ne güldürür?
Zor soru ama iyice düşünürsem yanlış anlaşılmak en üzüleceğim konudur. Çünkü iletişime inanan biriyim hala bu iletişimle beni anlamıyorsa işte bu beni üzer.
Kızlarıma çok gülüyorum. Çok komikler evin içinde çok komik anlar yaşıyoruz. Bunun dışında neşeli arkadaşlarım var çok güleriz birlikte. Bazen gülmeye bile gülerim ben…

Hayattaki en uzak hedefiniz nedir?
Wuhuuu bu soru da çok kazıkmış J  Uzak hedef bana uzak… Eğer bir hedefim varsa gerçekleşmesi için hayal ederim.
LADY GAGA duy sesimi…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder