20 Şubat 2012 Pazartesi

Hıncal Uluç aksi bir Don Juan...


Hıncal Uluç ile tanışıklığımız 2 seneyi buldu sanıyorum. Ben gençken onun yazılarıyla aşkı tanımladığımdan olsa gerek kendisine hep bir hayranlığım oldu. Bir de derin ve engin bilgisine, yaşanmışlıklarına olan hayranlığım var tabi ki. Halkın tepkisini toplayacak, benim de saçma sapan bulduğum yazıları olsa da geçmişten gelen derin sevgim hiç bitmiyor, bitmeyecek de...
Hıncal'ın benim evime 2. gelişi. Arkadaşım olarak bana bir röportaj sözü var gerçi onu hala yapamadık. Bu işler arkadaş olunca zorlaşıyor onu anladım. Neyse... Dün akşam Ünal, Denizhan, Hıncal, ben gayet keyifli bir yemek yedik.

Gelgelelim bir türlü poz verdirtemedim. Altı üstü telefonla çekeceğim bir poz... Tam çekecekken kafasını çevirdi durdu. Gül dedim gülmedi, bak dedim bakmadı... O an canının istemediği hiçbir şeyi ona yaptıramayacağımı artık kesinkes biliyorum. Sadece biri mutlu olsun diye istemediği birşeyi hayatta yapmıyor. Sorduğum soruya cevap vermek istemezse sus pus olup başka yöne bakmaya başlıyor mesela anlıyorum ki soru sormamı istemiyor ya da o konuda konuşmak istemiyor... Sen de sorduğun soruyla havada asılı kalıyorsun öylece...


Olsun en azından bize güzel müzikler yaptı akşam. Geçti bilgisayarın başına, Ruhi Su'dan girdi, Ferhat Güzel'den çıktı. Çünkü onun ruhunu besleyen en önemli şeylerden biri müzik... Keyfi yerine geldi, yüzü güldü.. Yoksa onu memnun etmek gerçekten çok zor bişey... Hani "aksi ihtiyar" diycem ayıp olcak ama ona yakın birşey oluyor bazen:)


Not: Benim ondan istediğim ve alamadığım şeyler için caz yapıyorum ve ona aksi diyorum ama istemeden verdiği şeyleri ve modunda olduğunda dünyanın en şeker adamı olduğunu da başka bir postta yazarım. Örneğin akşam saati Nişantaşı'nda açık çiçekçi bulmak için yarım saat tur atıp başının dönmesi ama yine de bulup bu gülleri alması çok şık bir hareket... Gerçi hep söylerim o tam bir Don Juan.. aksi Don Juan:)


.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder