6 Aralık 2011 Salı

Değişik bir adam tanıyın istedim:)

Blog dünyasını işte bu yüzden çok seviyorum. Renk renk, çeşit çeşit insan tanıma fırsatı yaratıyor bana. Tanımak her zaman sadece yüzyüze tanışmak değildir. Kişinin blogu ve yazılarını okuyarak da yakınen tanıyabilirisiniz. Semih son dönemde keşfettiğim en ilginç blog yazılarının sahibi. Değişik bir bakış açısının yanında, değişik bir yazı dili de var. Röportaj sorularının cevaplarını beklerken heyecanlandım. Cevaplar da yazıları gibi mi gelecek, acaba anlayabilecek miyim diye:)) Ama kullandığı o şahsına münhasır dil anladım ki sadece blogu içinmiş...
Semih'in blogunu buradan inceleyebilirsiniz. Ama dikkat edin düstürsuz girilmezzzzz:))


  Ne zamandan beri blog yazıyorsun ve bu fikir nereden çıktı?
Yaklaşık 2 yıldır blog yazıyorum. O zamanlar fanzin yapıyordum, blog yazmak daha cazip geldi. Başladım. Gerisi geldi. Hedef kitleye ulaşmak daha kolay. Bilgisayar ortamında yazı ve şiirleri işlemek daha kolay.  Blogları fanzinlere benzetiyorum.
Kendinizi (blogunuzla ilgili) ne olarak  tanımlıyorsun?
 Şiiri severim. Şiiri yazarım. Keyifle yapıyorum. Üretmek insanı mutlu ediyor. Kesin bir amacım var diyemem ama insanlar mutlu olsunlar diye yazıyorum, sanırım.
Blog yazmak hayatınıza ne katıyor?
Mutlu oluyorum. İnsanları mutlu ediyorum. Bu sirkülasyon devam ettikçe hayalini kurduğum eşit topluma hizmet ediyorum.
 Kendini sık sık post girmek zorunda hissediyor musun? Post giremediğinizde huzursuz oluyor musun?   
Bazen böyle bir zorunluluk hissediyorum. Ama şiir alanında istediğin zaman ürün vermek elde olan bir durum değil. Algıların, olguların ve imgelerin oluşmasını beklemek gerekiyor. Yazdığın ürüne bir nesne gibi yaklaşmak gerekiyor. Bu süreç bazı durumlarda aylarca da sürebilir. Kısır bir döngüye düşmek istemiyorum. Tekrara düşmek istemiyorum.  Özgün ürünler vermek istiyorum. Ürün veremediğim zamanlarda huzursuz hissetmiyorum desem yalan olur. Bunun için inceleme alanında ürünler vermeğe başladım. Böylece bu sirkülasyonu yoğunlaştırıyorum.
Ne iş yaparak para kazanıyorsun?   
Öğrenciyim.
Blog yazarak hayatını idame ettien bloggerlar var. Senin de böyle bir idealin olabilir mi?
Paradan korkuyorum. Çok paradan da korkuyorum az paradan da korkuyorum. Bloggerlık amatör bir ruhla yapılan bir iş. Benim ruhum da amatör. Ben de amatörüm. Şiirlerimden para kazanmak isteyip istemediğimi bilmiyorum. Korkularım var. Ama daha profesyonel bir iş ile para kazanmak daha cazip geliyor şu aşamada.
Sosyal medyayı takip ediyor musun ve aktif olarak kullanıyor musun?
 Yaşadığımız çağ ‘Bilgi Çağı’ olarak adlandırılıyor. Ben öyle tanımlamıyorum. Bilginin hızla yayıldığı çağ olduğu kesin. Ama hangi bilginin yayılacağına çoğu zaman biz karar vermiyoruz. Bu bizim irademizin dışında. Buna özgürlük demek zor. Yalanların ve entrikaların egemen olduğu bir çağ. Ama sosyal medyanın avantajları yok değil. Hızlı bir iletişim ağına sahip. Bilgiye hızla ulaşabiliyorsun.
Sosyal medyanın gücüne inanıyor musun?
Fikirlerin gücünü ‘net’ biçimde görebiliyorsunuz… Bilgiye ulaşmak kolay… Bilgiyi paylaşmak kolay… Bu tılsımı reddetmek gerçekçi olmaz, hayati olmaz. Ama yukarıda aksini belirttiğim gibi bir mucize değil. Kutsal değil.
Hayattaki en uzak hedefin nedir?
    Ben mutluyum. İnsanlığın mutlu olmasını isterim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder