Her zaman söylüyorum hiç bıkmicam söylemekten de... Bu memleketin kalkınması, aydınlanması, gelecek güneşli günlere kavuşması kadınlara bağlı. Toplumu oluşturan her birey birer çocuk ve onları yetişiren de bir kadın. Bundan dolayı aydınlık her kadın, aydınlık gelecek demektir. İşte o aydınlık kadınlardan biri Nilgün Çolak ile geçtiğimiz gün yaptığımız iş hayatı ve gelecek planları ile ilgili söyleşiden bir kesit vermek istiyorum tam da bu konuyla ilgili. Devamını freemag e-dergide okursunuz...
Türkiye’nin geleceği ve aydınlanması; Türk kadınlarının ve Türk gençliğinin elinde. Onlara buradan bir mesaj vermek isteseniz ne söylerdiniz?
Her zaman söylüyorum ve yine söyleyeceğim. Kader bana gülmedi diye oturup ağlayanlar ağlamaya devam etsin. Çünkü kader onlara hiç gülmeyecektir.
Gençliğe verilebilecek en önemli şey insani değerlerini kaybetmeden iyi bir eğitim kadınlara da kendilerini gösterebileceği ve takdir göreceği imkanlar. Her Türk kadını takdiri hakediyor bence. Yeter ki onları dinleyin ve imkan verin. Bugün yıkılan yuvaların çoğu kadının kendini anlatamamasından kaynaklı değil mi? O yüzden diyorum ki; bir kadın olarak, bir anne olarak, deprem yaşamış bir depremzede olarak, ve de siz ne derseniz deyin kadın her zaman ayaklarının üstüne basmalı. Çünkü yetiştireceği o güzel evlatlara başta iyi bir örnek olmalı. O çocuk büyüdüğünde hükmedeceği bir anneye değil üretken ve saygı duyacağı bir anneye sahip olmalı.
Türk kadını ezilmeye, dayak yemeye değil, saygı duyulmaya, sevilmeye ve başarıya doğru desteklenmeli. O zaman görün Türk kadını neler yapar o erkekleri nereye taşır. Yeterki sizler buna izin verin…
Her zaman söylüyorum ve yine söyleyeceğim. Kader bana gülmedi diye oturup ağlayanlar ağlamaya devam etsin. Çünkü kader onlara hiç gülmeyecektir.
Gençliğe verilebilecek en önemli şey insani değerlerini kaybetmeden iyi bir eğitim kadınlara da kendilerini gösterebileceği ve takdir göreceği imkanlar. Her Türk kadını takdiri hakediyor bence. Yeter ki onları dinleyin ve imkan verin. Bugün yıkılan yuvaların çoğu kadının kendini anlatamamasından kaynaklı değil mi? O yüzden diyorum ki; bir kadın olarak, bir anne olarak, deprem yaşamış bir depremzede olarak, ve de siz ne derseniz deyin kadın her zaman ayaklarının üstüne basmalı. Çünkü yetiştireceği o güzel evlatlara başta iyi bir örnek olmalı. O çocuk büyüdüğünde hükmedeceği bir anneye değil üretken ve saygı duyacağı bir anneye sahip olmalı.
Türk kadını ezilmeye, dayak yemeye değil, saygı duyulmaya, sevilmeye ve başarıya doğru desteklenmeli. O zaman görün Türk kadını neler yapar o erkekleri nereye taşır. Yeterki sizler buna izin verin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder